Aklım bir
karış havada. Hatta tam konum vermek gerekirse sağ taraftan iki karış güneye
doğru. Benim sağım. İçimdeki sıcaklara gitme arzusu ise yaklaşık boğazıma kadar
battığım şehir, borç ve yaşantıyı idame ettirme isimli sümüksü bir balçığa
saplanmış durumda. Kabaca hesaplarsak yaklaşık üç karışlık bir alanım özgür. O
da hep içsel kısımlarıma denk gelmiş.
Uzun süredir
aşık olmadım. Çünkü çok uzun süredir aşık bir hayat sürüyorum. Hem de birkaç
manada. Midemdeki kelebekler 30-40 nesildir oradalar. Midemin duvarlarına sprey
boyayla arabesk sözler yazarak başlamışlardı şimdi bir medeniyet geliştirdiler.
Benim düşüncelerime, yaşam tarzıma uygun bir ütopya. Benim midem, benim
kurallarım. Ve o kelebekleri kah isteyerek kah istemeyerek ben yarattım.
Bir süredir
sosyal medyayı sessizde kullanıyorum. Sebebi benim gibi düşünmeyenlere duyduğum
tahammülsüzlük. Bilinçsizliğe duyduğum bilinçsiz nefret. Cehalete güttüğüm
faşist yaklaşım. Herkes gibi benim de anlayamadığım şeyler var. Mesela doğa
mucizesi yahut Tanrı artığı ne olursa olsun, bunca yol kat edip akıllı bir
yaşam formu geliştirebilmiş bir organizma onca yetisine rağmen bilinçsizliği
neden seçer, cehaletle nasıl zırhlanır?
Yukarıda
saydığım salakça tutumlar kelebeklerime iyi gelmiyordu ben de sesinizi kıstım.
Hem sessiz
daha güzel. Parmağımla modern yaşamı, sefaleti, aptallığı, şiddeti ve ona
duyulan tutkuyu sonraki saçmalığa doğru kaydırırken bir de onların seslerine
tahammül etmek zorunda kalmıyorum. Dans
eden insanlar benim arka planda çalan müziğime oynuyorlar. Şiddet videoları
90’lar rap müziği ile çok iyi gidiyor. O an ne çalıyorsa artık. Acıklı bir
türküye salsa, Rock’n roll’a halay, chill bir şarkıya miting coşkusunu dine ait
bir şey sanan insanların ağız hareketleri. Sinirli, komik, ve aptal, sessiz insan
halleri. Sıradaki videoda birileri bir ara sokakta, uhrevi bir aşkla birini
öldürüyor. Ve arkada Bülent Ortaçgil çalıyor.
Gittim çünkü
eskittim kentin sokaklarını
Kimsenin umurunda değil suratlar soğuk
Ardımda çok şey bırakmadım
Kalanları da almadım
Denize doğru.
Videoların
sesi kısık çünkü büyük resimde sadece kendini gören bir narsistist sürekli
konuşuyor. Yirmi senedir konuşuyor. Her şey hakkında hiçbir şey söylüyor.
Tanrım, bir türlü susmak bilmedi. Ara ara sessiz kalıyor. Tamam diyoruz bu kez
harbiden sustu galiba. Bu kez büyük resimde sadece onu gördüğünü iddia eden
başkaları onun adına, onun ağzıyla, onun iradesiyle konuşuyor. Adeta onun her
şeye hükmedeceğini sanan binlerce tek yüzük. Hepsi tüm gücüyle sahibine dönmeye
çalışıyorlar ama onlara hükmeden tek adam Barad-dûr’u araplara satmış. Ama bu
süreçte bir miktar başarılı oldu. Tüm ülkenin kaderini kadim mordor lisanındaki
yasak bir harfe sıkıştırdı. Sauron’a küfür etmeyeceksek neden Ortadoğu’da
yaşıyoruz ki?
Videoların
sesi kısık çünkü onun bir şeyleri bildiğini iddia ettiği egoist sesini duyduğum
an bağırsağımdaki bakteriler harekete geçip beni ishal yapıyor. Kelebeklerime
zarar. Ne zaman kutsaldan, davadan, ekonomiden bahsetse, affedersiniz burayı
daha kibar anlatamayacağım; gidip çatır çatır sıçasım geliyor.
Biiiz der
demez midemdeki kelebekler teker teker kendini öldürüyor. Ama ben kelebeklerimi
seviyorum. Bu yüzden onu görmezden gelmeye başladım. Başta zordu. Televizyona
besmele gibi adını ezberletmişler. Sesini kıstım. Her yere resimlerini,
sembollerini kazımışlar. Başımı çevirdim. İlgimi azalttım.
Şimdi belediye
parkındaki kum havuzunda kumları avuçlayan bir çocuk gibi. Uzaktan onu izliyorum. Şımarık bir velet. Kumu bir sıkıyor
kedi boku. Birazdan elindeki kokunun farkına varacak ve ağlayarak annesine
koşacak.
Bence aptalın
teki. Ama o parkı kendisinin sanıyor.
/24143
Yorumlar
Yorum Gönder